19 Haziran 2016 Pazar

El Çırpma Oyunlarının Faydası




Bunu biliyor muyduk?
"Sciencedaily.com da yayınlanan bir araştırma sonucuna göre, kendiliğinden (iç güdüsel olarak) el çırpma oyunları oynayan çocukların daha muntazam ve güzel bir el yazısına sahip olduğu ve daha az yazım hatası yaptığı bulunmuş.
Bu nedenle el çırpma oyunları, motor ve bilişsel gelişim amacıyla 6 ila 10 yas grubu çocuklar için eğitimin bir parçası haline getirilmeli sonucuna varılmış.
El çırpma oyunları, duygusal, sosyolojik, psikolojik ve bilişsel gelişiminin ihtiyacı sonucunda çocuğun yaşamında doğal bir şekilde 7 yaşında ortaya çıkıyor ve 10 yas civarında da ortadan kayboluyormuş.
"
Şimdiki öğrencilerimin de içinde bulunduğu yaş grubunu ilgilendiriyor. Anne baba olarak sizler de çocuklarınızla el çırpma oyunları oynamaktan kendinizi alıkoymayın. Çocuğunuzla paylaşımda olmaktan keyif aldığınızı göreceksiniz;)

12 Mayıs 2016 Perşembe

Bilim İnsanlarına Göre Başarılı Çocuklar Yetiştiren Ailelerin 13 Ortak Özelliği

1. Çocuklarına ev işleri yaptırıyorlar.

Çocuklarına ev işleri yaptırıyorlar.
Stanford Üniversitesi eski dekanı Julie Lythcott-Haims'e göre çocuklar iş yaptıklarında hayatın bir parçası olmak için bir şeyler yapmaları gerektiğini anlıyor ve gelecekte meslek sahibi olduklarında çalışma arkadaşlarıyla daha iyi işbirliği kurup daha empatik bireyler oluyorlar.

2. Sosyal beceriler öğretiyorlar.

Sosyal beceriler öğretiyorlar.
Pennsylvania State University ve Duke Üniversitelerinin 20 yıl süren, 700 çocuk ve genci kapsayan ortak araştırmasına göre, anaokulundayken sosyal becerileri olan öğrenciler; daha yardımsever, problem çözme yeteneği gelişmiş yetişkinler oluyor ve üniversite bitirip 25 yaşında meslek sahibi oluyorlar.

3. Çocuklarından beklentileri daha yüksek oluyor.

Çocuklarından beklentileri daha yüksek oluyor.

2001 yılı doğumlu 6600 çocukla yapılmış bir araştırmadan edindikleri veriler sayesinde, Kaliforniya Üniversitesi profesörü Neal Halfon ve çalışma arkadaşları, ebeveynlerin beklentilerinin çocukların gelecek başarıları üzerinde çok büyük bir etkisi oluğunu ortaya çıkarttı.

4. Çocuklarıyla sağlıklı ilişkiler kuruyorlar.

Çocuklarıyla sağlıklı ilişkiler kuruyorlar.
İllinois Universitesi araştırmalarında boşanmış veya birlikte olmaları fark etmeksizin; çatışmaların ve tartışmaların olduğu bir ailenin parçası olan çocukların olmayan çocuklara göre çok daha az başarı elde ettikleri görülmüş.

5. Kendileri de daha yüksek eğitim seviyelerine sahip.

Kendileri de daha yüksek eğitim seviyelerine sahip.
Michigan Üniversitesi'nden psikolog Sandra Tang'in 1998-2007 arasında anaokuluna gitmiş 14000 çocuk üzerinde yaptığı araştırmaya göre, genç anne olan kadınların çocuklarının üniversiteye gitme oranları çok düşük. Eğitim almış anneler ise çocuklarını daha çok o yönde etkiliyorlar.

6. Çocuklarına matematiği erken yaşta öğretiyorlar.

Çocuklarına matematiği erken yaşta öğretiyorlar.

Matematiği erken öğrenen çocuklar okulda hem matematikte hem de okumayı öğrenmede daha başarılı oluyor.

7. Çocuklarıyla sağlam ve hassas bir ilişki geliştiriyorlar.

Çocuklarıyla sağlam ve hassas bir ilişki geliştiriyorlar.
2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, hassas bir şekilde bakılan ve özen gösterilen 0-3 yaş arası bebeklerin gelecekte özellikle akademik anlamda daha başarılı oldukları gözlendi. Çocuklarına özen gösteren ve onlardan gelen isteklere zamanında ve uygun bir dille cevap veren bireyler daha özgüvenli çocuklar yetiştiriyorlar.

8. Stres seviyeleri çok daha düşük.


Stres seviyeleri çok daha düşük.
Özellikle çalışan annelerin çocuk bakımı ve iş hayatı arasında kaldıkları zaman yaşadıkları stres çocuklarını da olumsuz yönde etkiliyor. 'Duygusal bulaşıcılık' adı verilen psikolojik fenomen bu durumu büyük ölçüde açıklıyor; yani çocuklar çevrelerindeki ruh hallerinden etkilenip aynı duygulara kapılabiliyor.

9. Başarısızlıktan kaçınmak yerine, gösterilen çabaya değer veriyorlar.

Başarısızlıktan kaçınmak yerine, gösterilen çabaya değer veriyorlar.

Çocukların başarının kaynağının ne olduğunu düşünmeleri de sonuçta elde ettikleri başarıyı etkiliyor. Stanford Üniversitesi'nden psikolog Carol Dweck uzun yıllar boyu sürdürdüğü araştırmalar sonucu başarıya iki şekilde yaklaşıldığını keşfetti. Bunları sabit veya gelişimci zihniyet olarak ikiye ayıran Dweck, gelişimci zihniyette başarısızlığın bir zeka eksikliği olarak görülmesi yerine ilerlemeye yönelik bir sıçrama ve gösterilen bir emek olarak algılandığını açıklıyor.

10. Başarılı çocukların anneleri genellikle çalışan anneler.

Başarılı çocukların anneleri genellikle çalışan anneler.
Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesi'ne göre annelerin ev dışında bir işe sahip olmalarının çocukların üzerinde gözle görülür bir etkisi var. Çalışan annelerin kız çocukları çalışmayan annelerin çocuklarına göre daha uzun süre okuyor, daha yüksek mercilerde çalışıyor, erkek çocukları ise hem çocuk bakımına hem de ev işlerine daha çok vakit ayırıyor.

11. Daha yüksek bir sosyo-ekonomik seviyeye sahipler.

Daha yüksek bir sosyo-ekonomik seviyeye sahipler.

Yine Stanford Üniversitesi'nin araştırmasına göre düşük gelir seviyesi ve daha iyi gelir seviyelerine sahip ailelerin çocuklarının arasındaki başarı oranı farkı yaklaşık %30 - %40 civarında ve üzücü bir şekilde büyük.


12. 'Otoriter' veya 'fazla serbest bırakan' aileler olmak yerine 'saygı uyandıran' ebeveynler olmayı tercih ediyorlar.

'Otoriter' veya 'fazla serbest bırakan' aileler olmak yerine 'saygı uyandıran' ebeveynler olmayı tercih ediyorlar.
Kaliforniya Üniversitesi gelişim psikoloğu Diana Baumride tarafından ilk kez 1960'ta yayınlanan araştırmaya göre anne babalar bu üç kategoriye ayrılıyor. Saygı uyandıran ebeveynler olmayı tercih eden ailelerin çocukları ise otorite tarafından bastırılmış hissetmek yerine buna saygı duymayı öğreniyorlar.

13. Çocuklarına 'dayanıklılığı' öğretiyorlar.


Çocuklarına 'dayanıklılığı' öğretiyorlar.
2013 yılında, Pensilvanya Üniversitesi'nden psikolog Angela Duckwort'un başarıya götüren bir kişilik özelliği olarak tanımladığı 'dayanıklılık'; çocuklara uzun dönem hedefler belirlemeyi ve yaşamak istedikleri geleceğe giden yola kendilerini adayabilmeyi öğretiyor.
 kaynak:https://onedio.com/haber/bilim-insanlarina-gore-basarili-cocuklar-yetistiren-ailelerin-13-ortak-ozelligi--710159

ANNELER GÜNÜNÜ DE KUTLADIK

Paha biçiIemeyen tek şey anne sevgisidir.
Annene hizmet et; çünkü cennet anneIerin ayakIarı aItındadır. Hz. Muhammed (sav.)
Anne bir sanatçıdır, en güzeI eseri de yavrusudur.
Bir adam en çok sevgiIisini, en iyi şekiIde aiIesini, en uzun da annesini sever. İrIanda Atasözü
AnneIerde kırık kaIpIeri yapıştıran, sihirIi bir tutkaI vardır. Jackson Brown
Hiç unutuImayacak yüz, anne yüzüdür. Hz. Muhammed (sav.)


Değerli Annelerimiz,
Anneler gününüz kutlu olsun tekrar:)


28 Şubat 2016 Pazar

Fen Bilimleri Dersi

Bazen çocukları açık havaya çıkarmak,dersi açık havada işlemek onlara inanılmaz mutluluk ve rahatlama hissi yaratıyor.
Havalar da güzel olunca biz de çıkalım dedik:)
23 Şubat 2016
Fen bilimleri dersi







 Aramıza Yeni Katılan Öğrencimiz, Mükerrem:)






Köfteci Yusuf'ta Yemeğimizi de Yedik Sonunda:)






DERS ÇALIŞMAK İSTEMEYEN ÇOCUKLA 5 ADIMDA NASIL BAŞA ÇIKILIR?

Ders çalışma sorunu, hem öğretmenlerin hem de anne-babaların en fazla şikâyet ettikleri konulardan biri. Yetişkinlerin bakış açısına göre, çocuklara her türlü imkân ve fırsat sağlanmasına rağmen büyük bir sorumsuzluk göstererek ders çalışmıyorlar. Öğretmenler, anne babalar, ellerinden geleni yapmalarına rağmen istedikleri sonucu alamayınca da zaman zaman aşırı kaygılanıp öfkeleniyorlar. Duygularını yönetemedikçe de çocuklarının ders çalışma sorunu içinden çıkılamaz bir hal alıyor.

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın’ın bu sözleri aslında binlerce velinin hislerine tercüman oluyor. Oktay Aydın işte bu noktada veli ve öğretmenlerin bilmesi gereken bilimsel gerçeklere dikkat çekiyor:

“Çocukların ders çalışmamaları sanıldığı kadar basit bir sorun değil. Ders çalışmamanın çocuğa göre farklılaşan nedenleri olmakla birlikte bazı ortak nedenlerden söz edilebilir. Bu sorun sadece çocuklarımızın değil aslında öğrencilik sürecini geçirmiş tüm insanların ortak noktası. Aslına bakılırsa, ders çalışmak özünde kimsenin zevk alarak yaptığı bir şey değil. Çünkü ders adı altında sunulan konuları bizler belirlemiyoruz, dışımızdan birileri tarafından belirleniyor. Doğal olarak da bu kimseye çok heyecanlı gelmiyor. Hatta diyebiliriz ki, bir çocuğun ders çalışmayı istemesi değil, istememesi daha doğaldır.”

Ders çalışmanın gerçek ödülünün çok uzun zaman sonra üniversite sınavı ya da iyi bir meslek sahibi olunduğunda alındığını söyleyen Oktay bu ödüllerin en büyük tehdidinin çocuğun burnunun ucunda duran, bilgisayar, TV, sinemaya gitme, arkadaşlarla sosyal bir ortamı paylaşma gibi etkinlikler olduğunu söylüyor:

“Bir çocuğun ders çalışabilmesi için, şimdiki hazdan vazgeçip uzun vadeli sıkılmayı göze alması gerekiyor. İşte bu, çoğu zaman beynimizin tercihleri ile örtüşmeyen bir durum. Çünkü beynimiz en kısa sürede haz veren faaliyete yönelmeyi sever. Bu nedenle, çocukların ders çalışmayı istememesi bir suç değil, beyinlerinin tercihidir.”

Çocuğunuza ders çalıştırırken şu yöntemi uygulayın.

Çocukların ders çalışmasını sağlamak çok iyi yönetilmesi gereken bir süreç. Yaşa göre farklı uygulamalar söz konusu olsa da genelde bu çocuklar üzerinde uygulanan ve başarı elde edilmiş bir modelden söz etmek mümkün. Bu yöntem henüz ders çalışma alışkanlığı oturmamış çocuklarda etkili olmaktadır.23

1.Aşama Psikolojik Direnci Kırma

Bu aşamada, çocuğunuzla konuşarak günde en az ne kadar ders çalışabileceğini sorun. Diyelim ki yarım saat demiş olsun. Bu sürenin yarısı olan 15 dakikayı esas alın. Çocuğunuza da, “Sen yarım saat dedin ama ben senden yarım saat çalışmanı istemiyorum, sadece 15 dakika çalışmanı istiyorum” deyin. “Çünkü şu an sende öncelikle ders çalışma alışkanlığını kazandırmamız gerekiyor” gibi bir açıklama, uygulamanın başlangıç mantığını çocuğun fark etmesini sağlar.

2.Aşamadaki temel hedef, çocuğunuzun belirlenen süreyi her gün çalışmasını sağlamak olmalı. 

Bunun için ona, “Belirlediğimiz süre ile ilgili bazı kurallarımız var. Bu kurallarımızdan birincisi, belirlediğimiz bu 15 dakikalık çalışma süresini her gün tekrarlayacağız. Tüm sürelerimizi biriktirip hafta sonu çalışmak yok” şeklinde bir açıklama yapın. Düzeni kurun

3.Aşamada çocuğunuzun çalışma ortamı ile ilgili düzenin oturtulması gerekiyor. 

Çocuğa, “İkinci kuralımız, televizyon karşısında, yatarak, uzanarak çalışmak yok. Belirlediğimiz süreyi, çalışma odamızda ve masamızda tamamlıyoruz. Çünkü senin hep aynı ortamda çalışmanı sağlayarak çalışma alışkanlığını pekiştirmek istiyoruz” demelisiniz.

4.Aşama Otokontrolü sağlayın.

Çocuğunuzun belirlenen sürenin altına düşmemesini sağlayın. Bu aşamada çocuğunuzla, “Senden, belirlediğimiz 15 dakikalık sürenin altına düşmemeni istiyorum. Bunun nedeni, senin ders çalışma alışkanlığını kazanabilmen için otokontrolünü güçlendirmeyi istememiz. Böylece, belirli bir öz disiplin kazanacak ve bu alışkanlığı iyice güçlendirmiş olacaksın” şeklinde konuşun. Masasına bir çalar saat koyarak kurmasını istemek ve süreyi çalar saatle kontrol altına almak mümkün.

5.Aşama Motivasyonu artırın.

Beşinci son adımda, çocuğunuzun motivasyonunu geliştirici hamleyi yapmak son derece önemli. Çocuğunuza, belirlenen sürenin üstüne çıkmakta serbest olduğunu söyleyin. Bir başka ifadeyle, “Eğer istersen, 15 dakikadan daha fazla çalışabilirsin” anlamında bir mesajla, çocuğun çalışma isteğindeki yoğunlaşmaya bağlı olarak tercih yapması sağlayın. Özellikle bu aşamada, çocukların birçoğu, kendilerinin bile farkında olmadıkları şekilde belirledikleri sürenin üstüne çıkıyor.
Böylece çocuklar, düşündükleri ve belirledikleri sürenin üstüne çıkmanın gururunu yaşıyor ve başarılı oldukları ya da başarılı olacakları inancını iyice güçleniyor. Bu hissediş, onlar açısından önemli bir kırılma aşaması. Unutulmamalı ki, her başarısızlık bir sonraki başarısızlığın, her başarı da bir sonraki başarının zeminini hazırlar.
  • Ders çalışmada hırslı olmak değil, azimli olmak gerekiyor.
  • Hırslı çocuklar, yapacakları işe değil, arkadaşlarına odaklanır.
  • Sürekli rekabet halindedir ve arkadaşlarını geçmeye çalışırlar.
  • Bu nedenle, çocuklarda hırsı beslememek gerekiyor.
  • Azimli çocuklar, görev odaklı olup üzerlerine düşen görevi sonuna kadar yapar ve mutlu olurlar
  • Hırslı çocuklar üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmekten çok arkadaşlarını geçmeye çalışırlar.

MOTİVASYON TİPİNE GÖRE ÖNLEM ALMAK GEREKİYOR!

Ders çalışmayı engelleyen en önemli şeyin motivasyon tipi olduğunu söyleyen Aydın, insanda bir iç bir de dış motivasyon diye tanımlanabilecek iki yapı bulunduğunu ve bunların doğuştan gelen kişiliğin bir parçası olduğunu söylüyor.

İç motivasyonu yüksek çocuklar

  • Genelde amaçlarını bilmek isterler
  • Planlı çalışmayı severler
  • İstekli ve sabırlıdırlar

Dış motivasyonu yüksek çocuklar

  • Sürekli yönlendirilmeye ihtiyaç duyarlar.
  • Sonuç odaklıdırlar ve kısa sürede işi tamamlamak isterler.
  • Kısa sürede tamamlanmayan işlerden çok çabuk sıkılırlar ve enerjileri düşer.
  • Başladıkları işleri çoğu zaman yarım bırakırlar ve sürekli mazeret üretirler.
  • En belirgin özellikleri de ertelemedir. Sorumluluklarını sürekli erteler ve biriktirirler.

Oktay Aydın’a göre, çocuğu sürekli suçlayıp eleştirmek yerine motivasyon tipini anlamak ve ona uygun önlemler almak gerekiyor: “Dış motivasyon tipine sahip çocukların iç motivasyon kaynaklarını harekete geçirecek faaliyetler yaptırılmalı. En kritik nokta da, çocukta, başarılı olduğu ve başarılı olacağı inancının hep üst düzeyde tutulması.

Dikkat!

Temel alışkanlıkların ve yeni davranışların kazandırılması için yaklaşık olarak 21 gün tekrar edilmesi gerekiyor. Bu nedenle, çocukların ders çalışma alışkanlığını kazandırmak amacıyla yapılacak bu uygulama 2-3 hafta kadar hiç değiştirilmeden aynen devam ettirilmeli. Böylece, çocuğun beyninde ders çalışma ile ilgili nörolojik aktiviteyi iyice belirginleştirmek ve kalıcılığı sağlamak mümkün olur. Bu süre sonunda, çocukla tekrar görüşerek, çalışma süresinin üzerine 5-10 dakika eklenmesini sağlayabilirsiniz. Süreç bu şekilde adım adım ve azar azar ileriye doğru götürülerek ideal süreye kadar devam ettirilmeli.
 Classloom

21 Şubat 2016 Pazar

Mutlaka Yapın!












Çocuklarımızın gelecek neslimiz olduğunun farkında olalım ve geleceğimizi güzel inşa edelim.

5 Şubat 2016 Cuma

Yeni Kitaplık ve Kitaplarımız



İstanbul'dan gelen Parker Ekibi okulumuza çok güzel kitaplar ve kitaplıklar getirdi. 
Tekrar Teşekkür Ederiz:)







Yeni fotoğraflar gelecek ;)